“Türk milletine güvenmiyorlar”
Bozdağ, Adalet Bakanlığı’nda düzenlenen “Engelsiz Adalet Çalıştayı”nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Altı muhalefet partisinin anayasa değişikliği çalışmalarının açıklandığını hatırlatan Bozdağ, tekliflerde yeni bir şey olmadığını belirtti.
Halkın hür iradesiyle seçimlerde iktidara gelme ümidini yitiren siyasi partilerin, Ankara’da alamadıkları güç ve misyonu geri almak ümidiyle parlamenter sisteme dönmek istediklerini ifade eden Halkın vesayet ya da pazarlık yoluyla alındığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Türk halkının doğrudan yürütmeyi seçme hakkını elinden almak istiyorlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yürütme organı cumhurbaşkanı, yürütme organını doğrudan Türk halkı seçiyor. Bu yetkiden korkuyorlar. Türk milletine güvenmiyorlar, bu yetkiyi Türk milletinden alamayacaklarından endişe ediyorlar, yürütme organını seçme hakkını, yetkisini ve gücünü halktan almak istiyorlar.” Bakan Bozdağ, 6 muhalefet partisinin millete güvenmediğini, gücü milletten alma umudunu yitirdiklerini vurguladı.
Bozdağ, “Milletinden vazgeçmiş, millete güvenmeyen siyasetçiler doğrultusunda milletimizin kendisine verilen yetki ve gücü onlara vereceğine inanmıyorum” dedi. ve milli iradeyi zayıflatan girişimlerdir. Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bu değişiklik çok açık söylüyorum, milli iradeyi zayıflatan ve milli iradenin gücünün bir kısmını milli iradeden gasp etmek isteyen bir teklif içermektedir. Türk milleti bu değişikliğe izin vermeyecektir. Türk milleti asla muktedir olamayacaktır.” doğrudan yürütme organını seçmek.. Bunun için ne masa ne de onlara takviye yapan diğer çevrelerin gücü yeterli değil.Güçlendirilmiş Meclis kisvesi veya adı altında güçlendirilmiş vesayet sistemi yeniden canlandırılmak isteniyor. Sistem Çok net bir şekilde halkın iktidarını kurduğu, iktidarı değiştirdiği ve sandıkta güvenoyu verdiği düzenden vazgeçilip, parlamentonun seçilmesi, bu, başbakanın içinden çıktığı parlamenter sisteme dönüş, Parlamento güvenir, başbakanı cumhurbaşkanı belirler, buraya baktığınız zaman parlamenter sistemde başbakan belirlenmez, milletvekillerini halk seçer, kim seçer? başbakan, cumhurbaşkanı bakanları seçer. Bakanlar da cumhurbaşkanının onayı ile başbakan tarafından seçilir. bilir. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı üzerinden bir tasarım yapılıyor, şimdi yine aynı şeyi getiriyorlar. Kirli pazarlıklar, vekâlet devirleri, tehditler, şantajlar ve diğer milletlerin tasvip etmediği yol ve formüller, Türkiye parlamenter sistemde çok fazla güç ve devirme yaşadı.
“Geçmişte bedelini ödediğimiz bir sisteme geri dönmek kimseye bir fayda sağlamaz”
Bakan Bozdağ, iktidarı milletten ümidini kesenlerin yüzde 1’le bile iktidarda kalma ihtimaline yatırım yaptığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlü güç oluşturan ve siyasi istikrarı tesis eden bir sistem olduğunu belirten Bozdağ, Türkiye’nin istikrarsızlıktan ve zayıf hükümetlerden muzdarip olduğunu belirtti.
AK Parti’nin iktidarda olduğu 20 Kasım 1991’den 18 Kasım 2002’ye kadar Türkiye’de 9 hükümet kurulduğunu, bu dönemde iki büyük ekonomik kriz ve 28 Şubat post-modern darbesinin yaşandığını hatırlatan Bozdağ, şöyle konuştu: ” Sisteme dönmenin bir başka anlamı da koalisyonların, siyasi istikrarsızlığın, zayıf hükümetlerin olduğu Türkiye’ye dönme iradesini göstermektir.Geçmişte bedelini ödediğimiz bir sisteme dönmek kimseye fayda sağlamaz, fayda sağlamaz. hepimiz için” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlü lider istediğine işaret eden Bakan Bozdağ, parlamenter sistemin güçlü lidere ihtiyacı olmadığını belirtti. Bakan Bozdağ şunları söyledi:
“Tayyip Bey gibi güçlü bir lider çıkaramayan, böyle bir liderle milletin karşısına çıkamayan altı puan tablosu, güçlü lider aramadı, milletin yüzde 50+1’ine ihtiyaç duymadı, Yerine göre yüzde 10, yüzde 20, yüzde 30. Yüzde 1’i iktidar yapma ihtimali olan parlamenter sisteme dönmek istiyorlar. Bu milletin çıkarına değil. Baktığınız zaman önergede cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor.Şimdi düşünün ki bir ülkede cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oyla halk tarafından seçiliyor ama koalisyon var ve başbakan yüzde 20. 25 ile bakan.Orada ne oluyor Yetkiyi halktan alan bir cumhurbaşkanı var, arkasında tahminen yüzde 50+1 halk oyu var, takviyeler var ama arkasında yüzde 20 esasıyla bir başbakan var. bu da farklı meşruiyet tartışmalarını başlatacaktır. cumhurbaşkanını sembolik hale getirmek isteyenlerin işine gelmiyor. Bu, cumhurbaşkanı ile hükümet arasında bir tartışma anlamına geliyor. Hükümetin ortasında bir kriz var. Cumhurbaşkanı ile hükümeti daha birçok konuda karşı karşıya getirmektir.”
Yapılacak düzenlemenin ne gibi sonuçlar doğuracağını yeterince düşünmediği kanaatinde olduğunun altını çizen Bozdağ, parlamenter sisteme dönme hayali kurduğunu ifade etti. Bozdağ, şunları söyledi:
“Meselenin özü parlamenter sisteme dönüş kisvesi altında güçlendirilmiş vesayet sistemine dönmektir. Koalisyonların, istikrarsızlığın, krizlerin, darbelerin, muhtıraların, darbe girişimlerinin olduğu Türkiye’ye dönmektir. Çözüm yerine Türkiye’ye dönmektir.” Türkiye’nin meseleleri, kendi içindeki münakaşalara zaman ayırıyor” dedi.” Hiç kimse eski Türkiye’yi Türk milletinin önüne umut olarak koyamaz.
“Sonuçlar asla yeterli değildir”
Altı muhalefet partisinin anayasa değişikliğine ilişkin hükümlerinden “Bireysel başvuruda, kanunda yer alan KHK kararlarından veya kanun kararlarından kaynaklanan bir temel hakkın ihlaline yol açıldığı düşünülürse Genel Kurul, Bu kanundaki hükmü veya kanun hükmünü iptal edin.” Bozdağ, şunları kaydetti:
“Bu teklifi hazırlayanların, bu teklifin net sonuçlar doğuracağını eminim doğru hesap etmemişlerdir. Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile içtüzüğün şekil ve esas bakımından anayasaya uygunluğunu denetler. davada kararın anayasaya aykırı olduğu ve mahkemenin önemli gördüğü durumlarda, mahkemenin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi görüşüp iptal edebilir ancak bu düzenleme, bu değişiklik teklifinin kabul edilmesi halinde, kişisel başvuruya gelince, Anayasa Mahkemesi Hak ihlali kanundan kaynaklanıyorsa doğrudan kanunu iptal etmeyin, yani uygulama kuralı bile yok, ‘Baktım bu kanunu beğenmedim, iptal ediyorum.’ Yani bu yargı aktivizminin önünü açıyor.Anayasa Mahkemesi burada bu yöntemi kullanarak Meclisimizin yasama yetkisini daraltıyor.Ne yaptıklarını bilmiyorlar.Anayasa Mahkemesine hiçbir kısıtlama olmaksızın çok geniş bir yetki veriyorlar. neredeyse Anayasa Mahkemesi’nin yerini Meclis’in alacağı bariz son.
Öte yandan, başkanın siyasete karışmasından korkuyorlar. Politikacılar berbat. Mahkemelerin adamları yeter, meclisler, kurumlar uygun, siyasi kurumlar, siyasetçiler kötü. Madem bu kadar pisliksin, neden siyaset yapıyorsun? Siyasete ve siyasetçilere, milletin seçtiği meclise inancınız bu kadar zayıfsa o zaman mecliste ne işiniz var? Başka bir deyişle, hepimizin durduğu yeri doğru görmesi gerekiyor. Çok net söylüyorum ki, Anayasa Mahkemesi’nin şahsi başvuru yoluyla kanunları iptal etme yetkisi vardır, Anayasa Mahkemesi’nin Meclisimizin yasama yetkisini her geçen gün daraltması ve yargı aktivizminde bir değişikliğe yol açması kuvvetle muhtemeldir. Bu gerçek bir iş değil. Yani bu ne millete, ne devlete, ne de altılı masaya yakışmıyor. O kadar çok düşünüyorum ki birileri yeter demiş olabilir ama sonuçlar asla doğru olmayacak.”