Aşırı bağımsızlık isteğinin sebebi nedir?


Hiper-bağımsızlık, kişinin yalnızca kendi ayakları üzerinde durmaya odaklanması değil, aynı zamanda yardım istemekten, başkalarına güvenmekten ve paylaşmaktan tamamen kaçınması durumudur. Bu, sıklıkla geçmişte yaşanmış travmaların bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Bir kişinin kendini sürekli olarak savunmasız ve başkalarının eline bırakmaya korktuğu bir ortamda, bu tutum zamanla “ben hep kendi başıma halletmeliyim” şeklinde bir düşünceye dönüşür.
Bu aşırı bağımsızlık, aslında sağlıklı bir özgüven duygusunun çok ötesine geçer. Hiper-bağımsız olan kişiler, dışarıdan gelen her türlü yardımı ya da desteği reddedebilir, çünkü kendilerini yalnızca kendi gücüne dayandırarak hayatta kalabileceklerine inanırlar.
Oysa, bu yolda yalnız kalmak, zamanla yalnızca ruhsal ve fiziksel sağlıklarını zedeler.
Belirtiler
Hiper-bağımsızlık çoğu zaman aşırı sorumluluk alma ve başkalarına güvenmeme ile kendini gösterir. Yardım istemek, başkalarına yetki vermek veya onlarla yakın ilişki kurmak oldukça zorlaşır.
- Çok fazla sorumluluk almak: Hiper-bağımsız kişiler, kendi kapasitesini zorlayacak kadar iş veya sorumluluk üstlenebilirler.
- Başkalarına güvenmeme: Başkalarının görevlerini doğru şekilde yapamayacağından korktukları için her şeyin kontrolünü ellerinde tutmak isterler.
- İlişkilerde zorluk: Yakın ilişkiler kurmak, duvarlar arkasında yaşamak ve kimseye tamamen güvenmemek, ilişkilerde derin bağlar kurmayı engeller.
Hiper-bağımsızlık ve travma
Bu aşırı bağımsızlık, genellikle çocuklukta yaşanmış bir ihmal ya da duygusal travma sonucudur. Bir çocuk, bakım veren kişilerine güvenemediğinde, yalnızca kendi başına var olma yetisini geliştirir.
Ancak bu, yetişkinlikte de süregelir ve kişi, başkalarına bağımlı olmanın güçsüzlük olduğunu düşünerek, bir savunma mekanizması olarak “kendim hallederim” der.
Hiper-bağımsızlık, başlangıçta kişiyi koruyan bir savunma kalkanı gibi gözükse de, uzun vadede yalnızlık, depresyon ve kaygı gibi ruhsal zorluklara yol açabilir. Yardım istemek, başkalarına güvenmek ve onlardan destek almak, hayatı çok daha kolay hale getirebilirken, bu tavır takındıkça içsel bir yalnızlık hissi artar.
Hiper-bağımsızlık, bir zihinsel sağlık bozukluğu olmasa da, çoğunlukla bir travma yanıtıdır ve tedavi edilebilir. Terapötik yaklaşımlar, özellikle EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Travmaya Dayalı Bilişsel Davranışçı Terapi, travmanın etkilerini hafifletmeye ve sağlıklı bağ kurma becerisini kazandırmaya yardımcı olabilir.